Referans Haber / Ömer Faruk Teke
Esed rejimi, İran ve Rusya'nın aralık ayı ortasından bu yana yoğun saldırılar sonrası İdlib'de yaşayan sivillerin ölümden kaçış yolculuğu devam ediyor. Rejim güçleri, İran ve Rusya’nın başlattığı operasyonlar sonrası Türkiye sınırındaki güvenli bölgelere kaçmaya çalışanların iç burkan görüntülerine şahitlik etmek iki cihanda vebal olarak yeter mi bize.
İnsanlar ölmekten o kadar yoruldular ki, sırf bombalama ihtimallerini en aza indirmek için daha önce hiç görmeye alışık olmadığımız m4 (ana yol) yolunda dahi zeytin ağaçlarının altları gelişi güzel çadırlarla dolmuş.
Evlerini terk etmek zorunda kalan çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan Suriyeliler, ağır kış şartları altında yaşam mücadelesi veriyor. Ayağında botu, üstünde montu olmayan hatta yakkabısız çocukların bataklığa dönüşmüş çamurda ve soğukta çadırların önünde oynadığını görünce insanliginizdan utanabilirsiniz.
Rusya, İran ve Esed rejiminin hava saldırılarının, Türkiye'nin tepkileri üzerine geçtiğimiz günlerde kısa bir süreliğine durmuş olsa da İdlib’te kaçışla birlikte yerlerinden edilen ve sığınacak çadırı bile olmayan binlerce kişi barınacak bir yer arıyor. Ve halk aslında Rusya'nin ateşkese uymayacağını herkesten iyi biliyor.
Daha önceden Halep, Guta ve Hama tahliyelerinde insanların İdlib’e gelmesiyle hali hazırda kampların dolması, yeni çadır kurulacak alanın ve altyapının bulunmaması ve yardımların azalması nedeniyle binlerce sivil sığınacak yer bulmakta güçlük çekiyor.
Türkiye’li sivil toplum kuruluşları İdlib’in üzerine çöken kara bulutlara rağmen yaşama tutunan ve dünyanın görmezden geldiği halkın yaralarını sarmak için bölgede faaliyetlerini yürütmeye devam etsede asıl sorun yani bombalama devam ettiği sürece yapılan yardımlar sadece kanayan karaya pansuman olup kalıcı bir iyileştirme yapılamıyor.
Sahi İdlib de bombardımandan kaçarken hem annesini hem babasını kaybeden Suriyeli minik Erva'nin zeytin agaçlarının altında donarak hayatını kaybettiğinden haberiniz oldu mu?
Suriye’de Neler Oldu Bir Hatırlayalım;
2011 yılında başlayan ve 20. Yüzyılın en uzun süren savaşında evleri, hastaneleri, Pazar yerleri bombalanan Suriye’nin özgürlük isteyen halkı sürekli bir tehcir ve kuşatmayla karşı karşıya kaldı ve uzun süreç içerisinde 1 milyon’a yakın insan hayatını kaybetti.
İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ndeki son durum Son Başlık
Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib, neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, Mart 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.
Türkiye, Rusya ve İran 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve çevresini "Gerginliği Azaltma Bölgesi" ilan etti. Rejim güçlerinin ateşkesi sık sık ihlal etmesi üzerine Türkiye ve Rusya ek mutabakata vardı. Türkiye ile Rusya arasında 17 Eylül 2018'de imzalanan mutabakattan bu yana İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde rejim ve Rusya'nın saldırılarında 1300'den fazla sivil öldü.
Saldırıların yoğun olduğu alanlardan nispeten sakin yerlere ve özellikle Türkiye sınırı yakınına göç edenlerin sayısı ise 2019 içinde bir milyonu aştı.
Ömer Faruk Teke Ocak 2020 Suriye İdlib Notları
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.