Referans Medya
Türkiye'de 1991'den bu yana her yılbaşı gecesi bu konu tartışıldı.
Efendim Mekke'nin fethi 1 ocak mı? 11 ocak mı? Miladi takvime göre mi? Hicri takvime göre mi olmalı derken 29 yıl süren bir yol açıldı Türkiye insanına.
Türkiye insanı diyorum. Çünkü bu Mekke Fethi kutlaması başka hiçbir ülkede yok.
Peki bu kutlama ilk ne zaman ve kim tarafından sahaya sürülmüş hep beraber okuyalım.
Erbakan talimat verdi
Mekke’nin fethi kutlamaları, ilk olarak Milli Görüş hareketinin lideri Necmettin Erbakan’ın talimatıyla 1991 yılında yapıldı. Kutlamaları Milli Görüş’ün gençlik yapılanması Milli Gençlik Vakfı (MGV) organize etti.
O dönem MGV’nin genel başkanlığını yapan Nevzat Laleli, Independent Türkçe’ye Mekke’nin fethini ilk kutlama fikrinin nasıl ortaya çıktığını şu sözlerle anlattı:
Yılbaşı aslında Hz. İsa’nın doğum gününü ifade ediyor ama bir peygamberin doğum günü peygambere yakışır şekilde kutlanmıyor. Bu konu hakkında ne yaparız diye düşünürken konuyu Erbakan Hoca’ya ilettik. Erbakan Hoca, o tarihte yılbaşı ile Mekke’nin fethinin aynı döneme denk geldiğini hatırlatarak bu şekilde bir alternatif kutlama yapabileceğimizi söyledi. Kutlamalar aslında böyle başladı. Ancak Hicri Takvim her yıl on gün geri geldiği için bir daha Mekke’nin fethi yılbaşına denk gelmedi ancak her yıl Mekke’nin fethi kutlamaları devam etti.
Evet görüldüğü gibi sadece 1991 yılında 1 ocak'a denk geldiği için yılbaşı kutlamasına nispet yada nazire olsun diye kutlanan Mekke'nin fethi tekrar 1 ocak'a ancak 36 yıl sonra gelecek olmasına rağmen her yıl kutlanmaya devam etmiş.
Peki bu kutlama dini yönden incelenirse şu sorular ortaya çıkıyor.
- Peygamber Aleyhisselam kutlamış mı?
- sahabe kutlamış mı?
- 4 Halife kutlamış mı?
- tabiun kutlamış mı?
- tebei tabiun kutlamış mı?
Hepsine vereceğimiz cevap koca bir "Hayır"
Dini terminolojide peygamber ve sahabenin hatta fakih sahabenin yapmadığı şeye ne ad verilir?
Evet "Bidat"
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“…Yolun en faziletlisi Muhammed’in yoludur. En kötü iş ise sonradan icat edilenlerdir. Her bid’at dalalettir.”
Buhari İtisam 16
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.”
Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılmasıdır.
Müslim 867, Nesei 3/188
Evet sahih Hadîslerdende anlaşıldığı üzere din adına sonradan çıkarılan icad edilen bütün uygulamalar bidatdir.
Özelikle de Hristiyanların bir bayramına alternatif olarak çıkarılan bir uygulamanın bidat i hasene olma ihtimali yoktur.
Bu hususu fıkıhçılara bırakalım fakat uygulamanın bidat olmasına ve çıkış noktasının 28 yıl önceye dayanmasına rağmen Mekke'nin fethi kutlamalarının son yıllarda bitme noktasına gelmesinin sebebi ülkede bidatlere savaş açılmış olması mı?
Ülkede Dini hassasiyetin artması mı?
Ülkede halkların aniden bilinçlenmesi mi?
Diyanetin bu konuda hutbelerle halkı uyarması mı?
Yoksa tam tersi mi?
Eğer bu bidat bilinç ve takva üzre unutturuluyor olsaydı aynı şekilde toplumun içine, kalbine ve hayatına rapt olmuş bidatlerde unutturuluyor olurdu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.