• BIST 10257.39
  • Altın 2990.633
  • Dolar 34.818
  • Euro 36.8493
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 12 °C

FETÖ'nün Anatomisi

FETÖ'nün Anatomisi
Eski İyi Parti yöneticilerinden, araştırmacı Adem Taşkaya, FETÖ terör yapılanmasını 26 başlık altında özetledi.

Taşkaya, örgütün mali, moral, ekonomi, politika, teşkilat, hücre, propaganda, tüm  yapılanma biçimi ve hedefleri ile ilgili hazırladığı manifesto niteliğinde ki çalışmayı referansmedya.com ile paylaştı. Adem Taşkaya, örgüt elebaşısı ve yönetim kadrosunun ilk oluşum sürecinden bugüne geçirdiği evreler ve gelinen noktayı özetlediği yazısında FETÖ gerçeğini tanıma ve anlama adına önemli bilgiler veriyor. Kod Adı Kaptan isimli son dönem yaşanan sosyal ve siyasi olaylara dönük bir de kitap yazan Taşkaya, Fetö ve 15 Temmuz denklemini bu kitapta tüm ayrıntıları ile anlatıyor.

İşte 26 maddelik dünden bugüne  FETÖ'nün anatomisi :

1-  Geçmişte Cemaat olarak bilinen FETÖ bugün halen aktif bir çok siyasetçi ile ilişki kurdu ve halen dirsek temasında bulunan isimler var.

2-Siyasal İslam Projelerinin tarihsel dinamiğinin etkisinde,  yükseliş ve çöküş sürecinin en önemli mirası devletin değişimine sağladığı katkılar olmuştur. İnanca dair serüvenler siyasal olarak hep kullanılmıştır!

3-Bunun en belirgin özelliklerinden biri de Fethullah Gülen'in  1950’li yıllarda  "Özel Harp Dairesi" ile olan ilişkileridir. Sistemsel olarak, Komünizm ile mücadele ve mukavemet derneklerinde kuruculuk yaptı. Din etkenli örgütlendi ve 1980’lere kadar Güneydoğu'da aktif çalıştı.

4-Kurduğu dernekler, Özel Harp desteğiyle, Komünizm ile mücadele adı altında, Komünizm mücadelesinin tavan yaptığı dönemlerde özel  dini kamplar kurmuştur.

5-Sistemsel olarsak, 1980'den sonra yeniden inşa edilmeye çalışılan devlet; "SİYASAL SO"L yapıya alternatif olarak ve kapalı-gizli faaliyet yapan dini cemaatleri kontrolde ve SSCB’yi çevrelemeyi hedefleyen ABD’nin “Yeşil Kuşak” projesi, cemaatlere daha fazla imkan tanımıştır.

6-Devlet'in menfaatleri açısından, denileni yapan Gülen Cemaati ,ASKER, DEMİREL,ÖZAL, ECEVİT, hükümetleri zamanında el altında tutulmuş, oy desteği sağlamak için korunmuş ve geliştirilmiştir. Gülen Cemaati “SİYASET ÜSTÜ” bir akıl olarak himaye altına alınmıştır.

7-Gülen Cemaati'de kendi menfaat ve amaçları doğrultusunda, devlet içinde büyümek için, siyasi partilerin  siyasi çizgisine endekslenmeden bütün iktidarları desteklemiş ve cephe açmamıştır.

8-Gülen Cemaati, 1990’lı yıllarda, devletin zayıfladığı ve merkez partilerin gerileme döneminde ortaya çıkan boşluğu, fazlasıyla dolduran güç haline geldi. Yayıncılık ve Eğitim hamlelerinden  sonra tüm sektöre yayılmış, banka ve Holdingleri ile ülkede sermaye grubu olmuşlardır.

9-Gizli örgütlenmesi, ekonomik gücü ve siyaset içindeki etki alanlarına rağmen, açıkça siyaset yapmadılar ve devlet kurumlarına sızma politikasını sürdürdüler. Dershane, yurt ve eğitim kurumları üzerinden, daha sonra ATAMA-YÜRÜTME yetkisi olan kademelere gözlerini diktiler

10-İlk önce Emniyet Teşkilatı, daha sonra Yargı ve TSK'da etkin ve kritik pozisyonlara yerleştiler.

11-Değişen dengeler, Gülen’in, ABD’ye gidişi ile, yine ilişkide olduğu Neo-Con’ların hegomanyasına girmekte hiç zorlanmadı. Petrol ve Silah için, "BOP" adı altında Ortadoğu’da istediklerini alıp “ILIMLI İSLAM" projesini açıkça desteklemiş ve küresel çapta yaymaya çalışmışlardır!

12-AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte, yeni bir strateji ortaklığında, birbirleriyle rekabet halinde olan iki büyük güç odağı olan, Milli Görüşçüler ve Gülen Cemaati yan yana gelmek zorunda kaldı..

13-Sistem içerisinde, güç birliği yapmak yerine, kendi karşılıklı çıkarlar amacında yan yana gelen ve birbirine hiç bir şekilde güvenmeyen ortaklar olarak devam ettiler. Darbe beklentisi, siyasi menfaatler ve özellikle ABD’nin desteğiyle, 2002-2010 arasında ortak çalıştılar.

14-RP’nden ayrılmış olan AKP'nin; Uluslararası ilişkileri, Kadro, Medya, Yargı ve Emniyet ağı ve Ekonomik gücü olan Gülen Cemaat’inin desteği olmadan, ilk yıllarda sistemi yönetebilmesi imkansız gibiydi.
[18/2 16:46] Adem İyi Parti: 15-Bunun neticesinde, AKP Hükümeti'de devlet olanaklarıyla Cemaat'e yasal koruma sağlayıp, kadrolaşmasına öncü oluyordu. Devlet Kurumları, cemaat denilen ihanet hareketinin ördüğü ağlarla donatılıp, karar alma mekanizmasına hakim olunuyordu.

16-Aslında AKP hükümeti ve Gülen Cemaat'i arasındaki karşılıklı güvensizlik hegomanyası hiç bir zaman eksik olmadı. AKP, Cemaat’in imkanlarını hükümette kalmanın teminatı, destek olarak ve darbelere karşı mücadelede kullanmak isterken; Gülen Cemaat'i de başka planlar yapıyordu!

17-Gülen Cemaati' nin amacı da, devleti ele geçirmek için, kuluçkaya yattığı AKP'yi basamak olarak ve kolay yönlendirebilecek bir yapıda kullanmak istemesiydi. Bunda ne derece başarılı olabildiğini, opersayonlar ve 2010 Referandumundan sonra gözlemlemek zor olmayacaktır.

18-Cemaat; ABD desteği ile birlikte, 40 senedir uyguladığı “Ilımlı Şekilde Devlete Sızma” politikası çerçevesinde, saldırgan bir yol ile, karşısına çıkacak tüm milli unsurlarla mücadele konseptine girişti.Emniyet, Yargı ve TSK gücünü bu konuda en etkin hale getirdi.

19-2007 Ümraniye’de el bombalarıyla başlatılan Ergenekon süreci sonucunda, Casusluk, Balyoz, Poyrazköy gibi kurgular ile TSK'nın üst komutasının yarısını ele geçirilip, kendi yapılanmaları sonucunda, 15 Temmuz 2016’ daki hesaplaşma ile çatışma ve saldırı dönemini başlatmışlardır.

20-12 Şubat MİT krizi, 17/25 Aralık etkisi sonunda AKP'nin iktidardan gitmesini sağlayacakları ortamda, 2014 ve 2015 yıllarında Yargı ve Emniyet'deki Cemaatçilere büyük operasyonlar yapılmıştır.

21-Devlet; 15 Temmuz'a kadar Gülen Cemaati'ne karşı, istikrarlı bir oyun kurgulayarak, "ERKEN DOĞUM" yapmasını sağlamıştır. Karşı harekat tarzları ile yapılmış "KARŞI DARBE" ile dünyada etkinliği az görülecek  tasfiye gücü sayesinde FETÖ’nün 40 senelik yapısı alt üst edilmiştir.

22- FETÖ'nün 40 yıllık serüveni sonucunda, demokratik mücadele ile değil, saray darbesi ile iktidar olma hevesindeydiler. Darbelerin sokakta karşılığı olmalıdır. FETÖ daha önce ÜLKÜCÜ'lere, SOLCU'lara, DİNDAR'lara zaten darbe yapmıştı! Bu olay ile tüm ülkeyi karşısına almıştır.!

23-FETÖ’nün kitlesel tabanı bile bu olaya en ufak bir sahiplenme, direnme belirtisi gösteremedi. Hükümetin sistemsel gücü ellerinde yoktu. Karşı güçler MİT ve Özel Kuvvetler çok daha köklü bir geleneğe sahipti.

24-FETÖ'yü Darbeye zorlayan sistemsel dengeler; “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh Konseyi” ismini alan yapının alel acele oluşmasını sağlamış ve organize olamayan yapının MÜRTED ve Genel Kurmay gibi çift başlı bir yapıda yönetimsel eğilimlerini zayıflatmışlardır.

25-40 yıldır tüm siyasi partiler içersinde kuluçkaya yatan Gülen Cemaati'nin SİYASİ AYAĞI tüm partilerdir. Devletin koruyup kolladığı bir yapının, tüm devlet yapısına sızdığı 15 Temmuz ile netleşmiştir.

26-Her partiye sızmış bu örgüt, siyasi yapı formatından ve "MAGAZİN PROĞRAMI" düzeyinden çıkarılmalıdır. FETÖ, DHKP/C, TİKKO, DAEŞ vb. örgütler devlet içerisinde her zaman küçük hücreler içerisinde kalabilir ama etkin bir şekilde devleti ele geçirecek niteliğe asla bürünemezler

Etiketler: ,
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2019 Referans Medya | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0543 861 19 89